Ülkemizde yetişkin eğitimi veren kurumların bir kısmı, eğitimlerini Bireysel Gelişim adı altında toplarken bir kısmı, Kişisel Gelişim adını tercih ediyor. Sanıyorum bu tercihler bilinçli seçimlerin ürünü değil; çünkü aralarında bir fark görülmüyor. Oysa ciddi bir fark olduğunu söylemeliyim. Eğitim içerikleri açısından bir değerlendirme yaparsak bazı eğitimlerin kişisel gelişimi hedeflediği bir gerçek.
Biz Kuraldışı olarak seçimimizi bilerek Bireysel Gelişimden yana yaptık. Çünkü eğitimlerimiz kişisel değil bireysel gelişimi hedefliyor.
Peki, nedir aralarındaki fark?
Kişi sözcüğü sözlükte, kadın veya erkeğe verilen genel ad, şahıs, zat olarak, birey sözcüğü ise insan topluluklarını oluşturan, insanların benzer yanlarını kendinde taşımakla birlikte, kendine özgü ayırıcı özellikleri de bulunan tek can, fert olarak geçiyor.
Görüldüğü gibi kişi, genel ad, birey ise kendine özgü ayırıcı özellikleri olan tek can, fert.
Ülke nüfusumuzun yaklaşık yetmiş yedi milyon olduğunu varsayarsak, yetmiş yedi milyon kişiden söz etmiş oluruz ama bu, yetmiş yedi milyon birey anlamına gelmez. Yetmiş yedi milyon kişinin çok azı bireydir. Bir topluluğu oluşturan herkes kişidir ama içlerinde tek bir birey bile olmayabilir.
Birey, öz sorumluluğunu üstlenmiş kişidir. Bir başka deyişle, kişi olmak için doğmuş ve yaşıyor olmamız yeterliyken, birey olmamız için kendi sorumluluklarımızı üstlenmiş olmamız gerekir.
Birey olamamış kişi, ödünç değerlerle yaşar.
Toplumun ona empoze ettiği değerleri kendi değerleri sanır.
Etki altında kalır. Güdülmeye açıktır.
Edilgendir, tepkiseldir, kolay yönetilir.
Kendi seçimlerini yapmakta zorlanır.
Başına gelen hoş olmayan durumlar için suçlamayı ya da mazeret üretmeyi seçer.
Kişisel çıkarları her şeyden önce gelse de kendisi öncelikler listesinde altlardadır; ailesi, vatanı, işi, tuttuğu takımı, mensubu olduğu dini vb. kendi “kimliğinden” önce gelir.
Bencildir çünkü doğrudan kendi çıkarlarıyla ilişkisini kuramadığı her şeye duyarsızdır.
Yeterlilik duygusu yüksek olabilir, hatta kariyerinde çok başarılı olabilir ama değerlilik duygusu düşüktür.
Birey ise kendi seçimlerini yapabilen, düşünce, duygu ve davranışlarının sorumluluğunu alan kişidir.
Başına gelen hoş olmayan durumlarda kimseyi suçlamaz, mazeretlerin arkasına saklanmaz; suçlamayı ve mazereti hayatından çıkarmıştır.
Öncelikler listesindeki yeri en baştadır. Seçimlerini hem kendisinin hem de bütünün çıkarlarını gözeterek yapar.
Çevre duyarlılığı ve empati yetisi gelişkindir.
Değerlilik duygusu yüksektir.
Aradaki farktan da anlaşılacağı gibi, kişisel gelişim, kişinin sadece yeterlilik duygusunu geliştirir. Yaptığı işi daha iyi yapabilir hale getirir. Ya da yeni yapabileceği şeyleri öğretebilir. Başarıya odaklıdır. Bunun için gerekirse yeni imajlar önerir, gerektiği durumlarda maske takılmasında sakınca görmez.
Bireysel gelişim ise kişinin değerlilik ve yeterlilik duygusunu birlikte geliştirmeyi hedefler. İmajlardan sıyrılmayı ve en doğal halimizle iletişim kurmayı hedefler. Kendi çıkarı kadar karşısındakinin çıkarını da göz önünde tutmayı, etik değerlerle yaşamayı hedefler.
Yaşadığı gibi düşünen, kişidir; düşündüğü gibi yaşayan ise birey.
Bu temel farkı hem kitaplarda hem eğitimlerde görmek mümkündür.
Örneğin; kişisel gelişim kitapları, kadını ya da erkeği tavlamanın yollarını öğretirken, bireysel gelişim kitapları kadınla erkek arasındaki sağlıklı ilişkinin perspektifini göstermeye odaklanır.
Biri manipülatif ilişkiye diğeri besleyici ilişkiye yönelir.
Kişisel gelişim kitapları herkese tek tip reçete, öneri ve hap çözümler sunar.
Bireysel gelişim kitapları ise kişinin kendisini sorgulayarak farkındalığını arttırmasını ve bilinçli seçimler yapabilme yetisini geliştirmesini amaçlar.
Kişisel gelişim “yapmak” odaklıdır.
Bireysel gelişim “olmak” odaklıdır.
Bilinçli İnsan OLMAK.
Çetin Altan’ın “önemli insan” ve “değerli insan” tanımı bu ayrımı çok iyi ifade eder.
Eğitimlerde de kişisel gelişimle bireysel gelişim arasındaki farkı görebilirsiniz.
En iyimser haliyle kişisel gelişim sadece kişinin yeterliliğini arttırmaya odaklanmışken, bireysel gelişim eğitimleri kişinin birey olma sürecine, değerlilik ve yeterliliğinin yükselmesine odaklanmıştır.
Değerlerin değerini bilen değerli bir toplum, değerli bireylerden oluşur.
Doğanın efendisi değil, sadece bir parçası olduğu bilinciyle yaşayan ve yaşamı adilce paylaşan bireylerin çoğalması dileğiyle.
Bireysel gelişim yolculuğunuzda yolunuz açık olsun.
Bu yazı ilk olarak Temmuz 2015’te yine Kuraldışı web sitesine yayınlanmıştır.